balkonumzda kahvaltı
Merhaba,
Eşim ile birlikte Göktürk’e taşınmadan önce Ortaköy’de oturuyorduk. Eşimin ofisi Beyoğlu Tünel tarafında, benim ofisim de santralistanbul Alibeyköy’de idi. Evimizin Ortaköy’de olmasından çok hoşlanıyorduk ama evlilik planları ve gelişen ihtiyaçlar bir oda bir salon olan evimize sığamayacağımıza karar verdik. Nerelerde oturabileceğimizi şöyle düşündüğümüzde Etiler, Ulus, Levent, Cihangir gibi alternatifler ön plana çıkıyordu. Şehirin içinde olmak, sosyal aktivitelere rahat ulaşabilmek, trafiğe girmeden eve gidip gelebilmek bizim için önemli kriterlerdi. Aslında o anda farkında değildik ki zaten şehrin içinde oturuyor ama en yakın olan Taksim’e bile bir saatten az süre ile gidemiyorduk. İnsanların ön yargılarından kurtulmaları önemli bir meziyet Evlere baktığımızda gereksiz pahalı ve/veya yıkık dökük seçenekler ile karşılaşıyorduk. Malum İstanbul depremi de artık aklımızın bir köşesinde yer edinmişti biraz daha yenice bir apartman olsun dediğimizde ise kira anormal katlanıyordu.
Bir gün internetten emlak sitelerine bakarken, vitrin kısmında bir ev dikkatimizi çekti. Evin kirası çok uygun özellikleri ise bizim kriterlerin çok çoook üstündeydi. Havuzlu bir ev bizim hayallerimizin çok ötesinde biryerdeydi. Kesin yalandır diye düşünerek emlakçıyı aradık randevulaştık… Göktürk’e çok hızlı gelmiştik, (uzaklık artık bizim için kilometre ile değil dakika ile ölçülüyordu) çaylarımızı içtik eve gittik gayet anlatıldığı gibiydi, fotoğraflarda da bir photoshop olayı yoktu. Tek dezavantajı ev sahibinin arsa sahibi olması idi. Aklımızda hiç balkon keyfi diye birşey yoktu ancak bu evleri görünce emlakçıya balkonu da keyifli olsun dedik. Bizi ikinci götürdüğü evi apar topar tuttuk 10 metrekare balkon genişliği ve evin balkonundan ufkun çok açık görünmesi ve cihangirde bir evin yarı kirasında olması ile mest olmuştuk. Havuzumuz, fitness center’ımız kapalı otoparkımız, havanın şehire göre 3-5 derece daha serin olması, sessizlik, 20 dk’lık ofis uzaklığı….cennet gibi gelmişti. O hafta içinde yaptığımız kontrat ile birlikte artık Göktürk’lü olmuştuk…
2008 Haziran ayında taşındığımız Göktürk’ten çok memnunuz, nezih insanlar, elimizin altında tüm ihtiyaçlarımızın bulunması ve evden Avrupa yakasındaki herhangi bir merkeze rahat ve hızlı ulaşımı ile gerçekten yaşanılır biryer Göktürk. Bize çok uzağa taşındınız diyen Taksim’de çalışıp Ataşehir’de oturan arkadaşlarımız oldu, kiranız pahalıymış diyenler oldu, orada yapacak birşey yok diyenler oldu… Buradan söylüyorum bunların hiçbiri doğru değil, her keseye uygun alternatifler var, hem toplu taşıma hem özel taksi hem de kendi arabanız ile rahat rahat ve trafiğe girmeden ulaşabileceğiniz biryer, her köşesinde sanat okulu olan bir semt, sinemaları ve kafeleri ile her geçen gün gelişiyor.
İşimi de Göktürk’e taşıyan bir anne adayı olarak Göktürk’te çok daha fazla zaman geçireceğim. Buradan da Göktürk’te yaşam ile ilgili deneyimlerimi sizler ile paylaşacağım.
Tamam Göktürk güzel ama, Ortaköy’ün de ayrı ve özel bir yeri vardır değil mi..
Biz de 4 yıl Göktürk’te yaşadıktan sonra Ortaköy’e dönen bir aileyiz. Şehir merkezinde olmanın da çok avantajı var tabi ama şehrin bu denli yakınında böyle medeni ve havası temiz yeşil bir yerde olmak bence daha değerli. Eşim istemeseydi ben burasını bırakıp gitmezdim:(
Yeni Ortaköylü,
Neden eşiniz acaba Ortaköy’ü tekrar tercih etti. Çok merak ettim doğrusu…
zaman zaman olusan cop kokusu, camur ve cukurlu yollari, ve kamyon trafigi ile araniz nasil?, saka bir yana bu konularda Gokturk de duyarli bir tepki cogunlugu yaratmak gokturk u daha yasanlir bir yer yapar. Ayrica dikkat ettinizmi yaya yuruyerek sitelerden cıkılmiyor, yaya hayati yok Gokturkde, bu yuzden aslinda surekli isyerleri acaip-kapanmakda, yaya gezilemeyen sehir merkezlerinde ticaret olmaz, yasam kaliteside yuksek olamaz maalesef.
a.yavuz,
evet çöp kokusu geliyor arada sırada benim için diğer güzelliklerin yanında kaybolup gidiyor, yani şehirin içinde aldığımız egzostan daha iyi değil mi? Yaya yaşam konusunda size kesinlikle katılıyorum, bazen düşünüyorum acaba inşaatlar bitince biraz düzene girer mi diye. Yurt dışı seyahatlerimizde de hep aynı şeyi düşünmüşümdür, neden biz şehir planlama konularını beceremiyoruz diye ne asfaltımız ne de kaldırımımız düzgün olamıyor nedense. Sanırım göçebe toplum olmaktan kaynaklanıyor. Gelin birlikte düşünelim taşınalım dediğiniz gibi belki bizim çabalarımızla Göktürk daha yaşanılır bir yer haline gelir. Ben varım
cop kokusu, camur, cukur, trafik karmasasi, 50 metre yurume imkani vermeyen kaldirimsizlık cok ciddi sorunlar gokturkde. Bu konuda belediye beyaz masa ve jandarma ya sikayetlerimizi bıkmadan iletelim.
Gokturk yeni bir yerlesim merkezi olmasina ragmen plandan projeden yoksun maalesef, hatta maalesef cirkin bir yer, belki tepkiler burayi biraz sempatik kılar, baska turlu siteler icinde sıkısıp kalacaz.
bahsettigim konuda aslinda bolge esnafina cok is dusuyor, fakat pek farkinda degiller, esnaf halbuki bir cadde hayati olursa ancak sozu edilen astronomik kiraya oderde belki kar eder.
Bu konuda eyup belediyeside cok ihmalkar, her taraf camur ve cop icinde, yollar delik desik, trafik ise gelisi guzel…